top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıDonat

Düşünceler

Güncelleme tarihi: 3 Eyl 2020

Kimi zaman aklımın içindeki düşüncelerin sohbetine engel olamıyorum. Özellikle yatmadan hemen önce ışıkları kapadığım kafamı yastığa dayayıp yorganı üzerime çektikten sonraki zamanlar. Karanlıkta ve sessizlikle düşüncelerimle baş başa kalıyorum. Kafamı ne tarafa çevirirsem çevireyim hep oradalar ve asla kurtulamıyorum. Beni rahatsız ediyorlar çoğu zaman. Üzüyorlar genellikle, hiç istemediğim cümleler kuruyorlar. Onlarla sohbet etmek istemiyorum. Düşüncelerimin boğazını sıkarak nefesini kesmek istiyorum yoksa onlar beni öldürecek. Düşüncelerim yüzünden kendimi duyamıyorum.


Kendimi dinlemek istiyorum, gerçekten. İçerimden gelen melodilere eşlik etmek, onları dışarıya çıkarmak, rahatlamak biraz da duyurmak istiyorum çevremdekilere lakin izin vermiyorlar! Bu düşünceler de bana ait değil mi? Neden durduramıyorum, neden kontrol edemiyorum, neden benimmiş gibi hissedemiyorum, neden çok kötüler? Yoksa dinlemek istediklerim dışarıya göstereceğim yalanlar mı? İçerimdekiler kötü de onları saklamak mı istiyorum? Kendimin bile kabul etmediği düşünceler gerçekten benim olabilir mi?


Yine başladılar. Çalmakta olan kısık sesli müziğin arkasına saklanmışlar, çaktırmadan sesleniyorlar bana. Defolun! Ah kafamın içinden çıkın. Ben bu olamam. Neler neler diyorlar bir bilseniz. Bazen kendi aralarında tartışıyorlar. Hangisinin daha kötü olduğuna ben bile karar veremiyorum.


Türlü türlü hinlik arayışındalar. Benimle uğraşmadıkları zaman dışarıya, dışarıdakilere zarar verme peşindeler, beni de buna alet ediyorlar. Bazen masum gibi görünen planları satmaya çalışıyorlar bana, bazen hiç de çekinmiyorlar sözlerinden, veryansın etmeden savuruyorlar sözlerini. Arada bir aklıma düşüyor da onları dinleyesim geliyor! Bir bakmışım ilk hamleyi atmışım sözlerine karşı. Sonradan bir anda dank ediyor da toparlıyorum kendimi.


Düşüncelerimin dışarıyla uğraşmaları daha iyi diye düşünüyorum bazı zamanlar. Hele bir de benle uğraşmaya başladıklarında! Dayanamıyorum, yapamıyorum. Kafamın içinde binbir parçaya ayrılmış tümörler gibi. Benimle alay ediyorlar, olmayacak sözler ediyorlar, emin olduğum konularda şüpheye sokuyorlar, dostlarımla arama girmeye çalışıyorlar, kendimden nefret etmemi istiyorlar! Lütfen bırakın beni. Yalvarıyorum.


Katlanamıyorum artık düşüncelerime. En sonunda teslim olacağım. Yanlış anlamayın dışarıya karşı kötülük etme peşinde değilim. Sizi kurtarmak için kendime karşı olan düşüncelerime kulak vereceğim. Böylelikle sizi de rahat bırakırlar. Ben teslim olurum, siz kurtulursunuz.


Kafamın içine hapsetmeye, onları yok etmeye, onları yakalarından tutup ellerimle boğmaya, onları tam manasıyla öldürmeye çalıştım yemin ederim fakat başaramadım. Çok güçlüler, çok fazlalar, çok inatçılar, çok acımasızlar. Onlarla her savaşımdan mağlup ayrıldım. Her savaşımda yenildim düşüncelerime, teslim oldum sonunda. Anlamayabilirsiniz tabii beni, siz hiç onlarla baş başa kaldınız mı?


Sessizlikte çıkıyorlar deliklerinden. Etrafımdaki sesler, gürültüler oluyorlar. Sohbetlerine katılmamı, onlara eşlik etmemi, onları dinlememi istiyorlar. Ah o düşünceler. Beni kendi sessizliğimle rahat bırakın. En küçük ses parçası bile duymak istemiyorum lakin sessizlik güçlendiriyor onları. Aralarındaki muhabbete engel olamıyorum.


Kalabalıkta güçsüz oluyorlar, sevdiklerimin yanında pısıp kalıyorlar, dostlarımın yanında kendilerini melek gibi göstermeye çalışıyorlar, kendimleyken de çıkarıyorlar vampir dişlerini! Çaresiz kalıyorum, eğiyorum boynumu istemsizce. Yalnızlık düşüncelerimi güçlendiriyor. Adeta tek vücut olup beynimden tüm bedenime işliyorlar. Yalnızlık mahvediyor beni, güçsüz bırakıyor.


Bir yalnızlık bir de karanlık! Ah o uyku tutmayan geceler! Kafamı bir o tarafa bir bu tarafa çeviriyorum, yastığımı başımın üstüne kapatıyorum sırf düşüncelerimi duymamayım diye. Bazen kısık bir ışık bırakıyorum da silahlarımı hazır tutmuş oluyorum onlara karşı. Uyuduğum anı, ateşkes ilan ettiğimiz anı, hiçbir zaman hatırlayamıyorum. Yastığıma sarılıp gözyaşlarım içinde kaldığım zamanlar gülüp bırakıyorlar sanırım benimle uğraşmayı.


Düşüncelerimin yalan söylediklerini bilsem de doğrularla kendilerini güçlendiriyorlar. En kötüsü bu değil mi? Yalanların, yanlışların, hataların, kötülüklerin kendilerini doğrularla, güzelliklerle, iyiliklerle güçlendirmesi… Öyle sağlam bir temele oturtturuyorlar ki kendilerini ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz.


Düşüncelerini susturabilen kimse var mı? Var ise lütfen bana da öğretsin yoksa günün birinde onlara eşlik edeceğim. Zaten baş edemediğiniz olaylara eninde sonunda teslim olup olanca gücünüzle onlara katılmıyor musunuz? Eğer ben de bunu yaparsam kötü birisi mi olurum? Ama elimden gelen her şeyi yaptım, lütfen hak verin kelimelerime. Günün birinde düşüncelerimle birlik olduğum zaman bana kızmayın.


Unutmadan ekleyeyim, bir de en çaresiz anlarınız vardır. Ne yapacağınızı bilemediğiniz anlar. En üzgün olduğunuz, en çaresiz olduğunuz anlar. O zamanlar düşüncelerim sanki benim iyiliğimi ister gibi davranıyorlar da ben de kanıyorum. Bana yardım edeceklerini, beni düşündüklerini, yanımda olduklarını sanıyorum; uzatıyorlar ellerini masumca. O en çaresiz, en güçsüz anlarımda; sıkıyorum dişlerimi, gözyaşlarımı kurutuyorum, el veriyorum düşüncelerime. Ve tabii sonrası… Kahkahalarını, benimle alay ettiklerini, eğlendiklerini görüyorum her seferinde ama her seferinde. Asıl suçlular: karanlık, sessizlik, yalnızlık, çaresizlik. Asıl suçlular esasen, kabul etmek istemesem de, beni çaresiz bırakanlar! Onlar yüzünden düşüncelerime muhtaç oluyorum.


Galiba tek çözümü meczuplar bulmuş: ne düşünceler umurlarında, ne yaptıkları, ne söyledikleri; hoyratça ve umursamadan devam ediyorlar, her şeye rağmen.


116 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Anlatamadım

Diyalog

Karşılaşma

bottom of page