top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıDonat

Çamur

Ne kadar süredir buradayım bilmiyorum. Kurtulmak için çırpınmaya başladığımda daha da derine gittiğimi anlayalı bir süre oluyor. O ise ötemde beni ne yapacağımı merak edercesine, sakince izliyor. Uzaktan ona doğru hafif sitem ederek bağırıyorum: “Buraya beni bile bile mi getirdin!”

Kendime vakit ayırmak, kafamı dinlemek amacıyla şehirden uzaklaşıp kimsenin olmadığı, temiz hava alabileceğim, doğa ile iç içe olabileceğim, ağaçların bol olduğu, gürültüden uzak sakin bir yere geldim. Düşüncelerimle baş başa kalıp, ormanda dalların arasında, patika yollarda yürüyüp huzurlu vakit geçirmeyi amaçlıyordum.


Ormanın içine girdikçe daha önce keşfetmediğim canlılara denk geldim. Ben adım attıkça bazı hayvanların korkup deliklerine kaçtıklarını gördüm. Sadece ağaçlar sessizce birbirleriyle fısıldaşıyorlardı. Bir ağacın gölgesine uzandım, yukarıya doğru başımı uzattım. Dallar güneşin içeri girmesine engel oluyorlardı. Sessizlik başta ürpertse de değişik bir biçimde içim huzurla doldu.


İçim geçmiş, birazcık kestirmişim. Gözlerimi açtığımda karşımda biraz uzakta daha önce hiç görmediğim bir ördek bana garipçe bakıyordu. İkimizde şaşkın gibiydik. Ben daha önce bu tür de bir ördek görmemiştim sanırım o da daha önce hiç insan görmemiş ki hafif tereddütlü, korkak ama bir o kadar da şaşkın bakışlarını benden alamıyordu.


Önce bana laf atar gibi karşıdan vaklamaya başladı. Tatlı uykum bana o kadar güzel gelmişti ki onu elimi ileri geri sallayarak kaçırmaya çalıştım. Azıcık uzaklaşsa da ben tam kafamı ağacın sert gövdesine yaslasam tekrardan vaklamaya başlıyordu.


Uykum kaçınca hafiften doğruldum. Daha önce varlığından bile haberi olmadığı bu canlıyla sanırım oyun oynamak istiyordu. Kalkıp yanına doğru yürümeye başladım, bu sefer de benden kaçmaya başladı. Ben peşinden epey yürümüşüm. Ormanın derinliklerine doğru oldukça fazla ilerlediğimi başlayan yağmurun damlalarının beni bayağı ıslatmasıyla anladım.


Toprak yumuşamaya başlamış, ayakkabıma izlerini bırakmıştı. Artık geri dönmek zorunda olduğumu bilsem de ördeği yakalamayı kafama sokmuştum. Ben ilerledikçe çamura dönüşmüş toprak etrafa sıçrıyordu. Paçalarım çoktan kirlenmişti bile. Çamura bata çıka ilerlemiş, kah düşerek kah sürünerek ördeğin peşinden, beni nereye götürdüğünü bilmesem de, ilerlemiştim.


Adımlarımı atmak da zorlandığımı anladığım an nereye girdiğimi anladım, iyice çamurlaşmış toprağın bataklık oluşturduğu yerdeydim! Geriye dönmek için arkama baktığımda epey ilerlediğimi fark ettim. Ben kurtulmaya çalışmak için her adım attığımda biraz daha içeriye saplanıyordum.


  • (Çamur'un iki alternatif sonu var, istediğin bitişi seçebilirsin.)

 

Ağacın dallarının arasından güneşin yavaş yavaş mesaiyi bitirdiğini görüyorum. Ormanın o kadar içine girmişim ki beni burada kimse bulamaz. Tam pes etmek üzereyken sert esen rüzgarın kırdığı kocaman ağaç dalı yakınıma düştü. Belime kadar batmıştım, uzanmak için hareket edersem son hamlemi yapmış olabilirdim.


Tüm gücümü toplayıp hamlemi yaptım. İki elimle sımsıkı tutundum dala ve kendimi çektim. İlkin dal bana doğru gelse de arkadaki ağaca takıldı ve benim kendimi çekmeme izin verdi. Kurtulunca hemen ağacın yanına kendimi attım, sırtımı sert toprağa verip dalların arasından gökyüzünü seyretmeye başladım. Kurtulmam için mucize gerekiyordu ve rüzgar bana izin verdi. Çıktığım yerin biraz ilerisinden ördeğin vaklamasını duydum. Hala beni izliyordu, ama ben artık pes ettim.


Kurtulmuştum, ama her yerim çamur olmuştu.

 

Ağacın dallarının arasından güneşin yavaş yavaş mesaiyi bitirdiğini görüyorum. Ormanın o kadar içine girmişim ki beni burada kimse bulamaz. Bataklığa girmenin farkında olmamla o kadar korkmuşum ki durmak yerine iyice çırpındım, çırpındıkça da epey derine battım. Artık bataklığa teslim oldum.


Belime kadar çamurun içine girmişim. Ellerimi yukarıda tutmaya çalışıyorum. Umutsuzca çevremdeki dallara bakıyorum. Ah bir tanesi bana doğru kendini uzatsa! Daha fazla hareket etmeye korkuyorum, ama yine de yavaş yavaş batmaya devam ediyorum. Üstüm başım çamur olmuş, hatta çamurun tadını alabiliyorum. Biri gelse bile neredeyse beni çamurdan ayırt edemeyecek. Son çarem olarak çevremdeki dallara uzanmaya çalışıyorum.


Ördek hala beni izliyor, bense nefes alabilmek için kafamı yukarıda tutmaya çalışıyorum.

96 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Anlatamadım

Diyalog

Karşılaşma

bottom of page